Herkese Merhaba,
Bu haftasonu Taurusta bebekli aileler gözüme öyle bi takıldı ki bunu kesin yazıya dökmem gerek dedim :)
AVM'ye girişten çıkışa kadar inceleyecek olursak,hikaye tam anlamıyla şöyle ...
GİRİŞ:
Bebeksiz aile;
Otoparka girilir.Boş bulunan her hangi bir yere girilir.Arabadan inilir. Bi tek kol çantası alınır. Araba kilitlenir,sevgilinin eli tutulur yürüyen merdivene doğru yol alınır.
Bebekli aile;
Otoparka girilir. Anne-baba gözleri dört açarak girişe en yakın boş yeri bulma telaşına girer. Atılan 5 turdan sonra araç park edilir. Baba arabadan iner. Bebek arabasını açar, bebeğinin kıyafetlerinin bulunduğu çantaya kendisinin ve annesinin özel eşyalarını tıkıştırarak bebek arabasına monte eder. O sırada anne bebeğin ter bezini kontrol eder, bebeğe yelek giydirir. Arabaya oturtur, kemeri bağlarlar. Anne sanki 1 hafta tatile gidiyomuş gibi aklında tüm çantayı taramaya sokarken,baba 4 kere arkasına dönüp arabayı kilitleyip kilitlemediğini kontrol eder. Eğer ki bebek arabada uyuduysa, "aman uyanmasın da 2 mağaza rahat gezelim bari" denilerek ninja gibi ayak uçlarında arabadan inilir, en ufak çıtta baba hor görülüp suçlanır. Yürürken babanın görevi en kısa mesafeden asansöre ulaşmak olduğundan, anne bir nebze rahatlamış, üstünü başını bile düzeltebilmiştir.
**
GELİŞME:
Bebeksiz aile;
Yan yana bütün mağazalara girilir. Arada kur yapılıp gelip geçen bebekli çiftlere "ayy ne tatlılar" denir. Uzun uzuuuun kıyafet ayakkabı denenir. D&R'da istenilen kitap seçilir,yorulunca ister kahveye ister yemeğe oturulur. Kalkılır, 1 saat sonra tatlı yemeye oturulur.
Bebekli aile;
Hazır bebek arabadan inmiş olmanın verdiği sakinlikteyken, hızlıca önceden belirlenmiş alınacak listesi hayata geçirilir. Burda genelde yine anne babaya diil de bebeğe çalışılır. Vitrinlerin önünden geçerken " ah şu da güzelmiş, ah bi deneyebilsem" denir ve denemek için mağazaya girilir. Bebek arabada durmamaya başlar,baba centilmenlik yapar ve kucağına alır. Anne kabine gider, kıyafeti giyer, kabinden çıktığında gördüğü manzara şaşırtıcıdır. Babanın kucağında "bebek" demeye bin şahit,çırpınan bi canlı vardır. Can havliyle kabine gelen baba "annesi kaka yapmış, hadi canım çık da değişelim, pişmesin çocuk" der. Annenin aldığı yüksek dozaj koku sebebiyle kıyafetin büyüsünden çıkması hiç de zor olmaz.Hemen bebek bakım odası arayışına girilir. Sıra beklenir, emziren anne varsa "ay ben sadece alt değiştiricem ama" diye hemen odaya dalınır. Bebeğin altı değiştirilir. Gelmişken bi emzirim denilir. Siz içerde "adam da ağaç oldu dışarda, sıkılmıştır, hadi bebeğim em de gidelim" derken, adam dışarda cep telefonunda oynadığı oyunda 3 ayda atlayamadığı levelı atlamıştır:)
Siz bi çıkarsınız ki adam resmen 10 dakikada gençleşmiş, hayatının tatilini yapmış gibidir. Bebek bu sefer kanguruya alınır, eline yiyecek bişeler verilip yine mağazalara dalınır. Bebek kimdeyse o şanssızdır. Bişe deneyemez.
Acıkma saatini bebek belirler. Öyle kafana göre acıkıp fast fooda abanamazsın. Et, çorba, döner nerdeyse onu istemek zorundasındır. Mama sandalyesi önemli kriterdir. (Timboo yetkilileri duyun sesimi:)) Bebeğin de yiyebileceği bir yere oturulur. Önce bebek doyurulur,bin bir şaklabanlıkla. O sırada es kaza sipariş gelmişse soğutmamak adına nöbetleşe yenilir. Yemekte sohbet mi? Kim çıkardı böyle şeyleri?
Bebeğin yemeği bitince önüne sofradaki şeylerden konur,oyalansın diye.Biraz tırtıklar gerisini yere atar. Cırlamaya,şebeklik yapmaya hatta uykusu gelmeye başlar. Yemek sonrası çay sipariş edilirken diğer yandan hesap ödenir. Masa toplanır. Mama sandalyesi silinir ve yere atılan her şey toplanır.
Şanslıysanız o bebek kendi arabasında öylece uyuyakalır. Yarı şanslıysanız kucakta pışpışlayarak ya da bebek arabasında sallayarak uyutabilirsiniz. Pış pış annenin göreviyken, bebek arabasının ağırlığından mütevellit arabada sallamak babanın asansör yanı başı görevidir.
Benim gibi şanssızsanız hiç bir şekilde uyutamazsınız:) O bebek mızırdanır da mızırdanır.
Uyuduysa,bangır bangır müzik çalan avm'de sessiz konuşmaya, yanınızdan cırlayarak geçen çocuklara kin gütmeye başlarsınız. Asansöre binince bi taraftan bebek arabasını harala gürele sallarken, bi taraftan da eşinizle birbirinize bakıp "uyuyooo,uyuyooo" manasında saçma sapan zafer işareti yaparsınız.
İşte o uyurken alışveriş yaptınız yaptınız, yoksa kendinize hiç bişe alamadan elinizde 5 iç badi, iki pembe şortla çıkıverirsiniz.
***
Bebeksiz aile;
Yenilip içilmiş, rahat rahat oturup sosyal medyada paylaşım yapılmıştır. Boşluktan bir sürü şey alınmış, alınamayan şeyler, bir sonraki seferde bakılmak üzere hafızaya atılmıştır. Artık burdan sıkılınmış, bir cafeye geçilmek üzere otoparka doğru yol alınmıştır.
Bebekli aile;
Bebek uyuyup uyanmış ve ya uyumamıştır. Bebeğin uyku saatine göre avm'den çıkılmaya karar verilmiştir. "Yolda uyusun, evde uyumaya devam eder " denilmiş, eve gidince o bebek banko uyanmıştır. Arabaya binilir, yolda uyudu uyuyacak stresi yaşarken eve varılır. Baba elinde yüz milyon poşetle yukarı çıkarken, anne bebeği uyanmasın diye nefes bile almaz.
Bebek uyumaya devam ederse, derin bi oh çekilip haftaya tekrar avm'ye gidileceğini bildiği halde bir daha avm'ye gitmemeye tövbe edilir.
Bebek uyumaz da cin gibi uyanırsa,gece 12'ye kadar kanlı gözlerle "annesi seni istiyo" "babası biraz tut da yoğurt mayalim" cümleleri havada kol gezer.:)
***
SONUÇ:
Bebeksiz aile;
Bir cafede yemek yenilip, Tepe Prime'a geçilir.Hayalde gece 2'ye kadar müzik dinlenip arkadaşlarla sohbetin dibine vurulur. Eve dönülür, yarın sabah 12'ye kadar uyuyabileceğini bildiğinden derin uykuya dalınır.
Bebekli aile;
Gece 12371231 defa uyandıktan sonra sabah 7'de uyanıp " anne baba" diyen bebeğe uykulu gözlerle bakılıp,yarım saat yatakta bebekle oynanıp yeni güne şükürle başlanır.
Benim sonucum;
Evet, bazen o hayatı deliler gibi özlüyorum, ama aşırı diil :) mühendis kafasına göre birimle konuşacak olursak, 2 birim özlüyorsam, 5 milyon birim de bu hayattan memnunum.:)
Peki ya siz?
Sevgiler sevgiler...
seda
8 yorum:
Aglamak istiyorum sayin seyirciler
Biz oglani buyuttuk, rahatladik. Simdi 2.si yolda. Unuttugum gunleri hatirlattin, gelecekte ki halime acidim valla:)
ahahahah Ah Özlem Ahh sus konuşma:)
Ne güzel bi haber bu böyle, Allah sağlıkla kucagınızı almayı nasip etsin. Halimize acımak mı? acı yok acı yok :) annelik hormonu var :)
Al işte dünkü biz:)))
Karı koca birşeyler alalım üstümüze malum düğünler var yakında hem de yaz geliyor dedik..Sonuç Duru hanıma alınan kıyafetler ile kan ter içinde eve dönüş..
Sen üstünü değiştir ben mamasını yapayım derken yorgunluğunun farkına varamayan zavallı biz hanımefendi uyur uyumaz koltuklarda sızdık kaldık:))
Cok tatlisin sedacim. 😊😁 gulmekten gozlerim yasardi.
Vay keltoş kafa vay:) Hepimiz biriz Sİbelcim, öperim ikinizi de
ay yazarken ben de çok güldüm Zeynepcim, öperim
Yorum Gönder