13 Kasım 2012 Salı

Bir gariplerdeyim,kim bilir nerelerdeyim?

2 Eylül Pazar günü o kadar yorgunum ki, bütün gün bıraksalar uyuyabilirim. Gözümü açamıyorum,koltuktan kalkamıyorum,bütün gün uyuduktan sonra üstüne Pazartesi sendromu hadi buyrun.. iş yerinde zaman geçmek bilmiyor,uyku halini "bi" duruma bağlıyorum ama boş yere heveslenmeyim diye sabrediyorum. -antiparantez çocuk planlarımızda henüz yok,sadece pazar günü bütün gün uyuduğum için kendimi hamile sanıyorum,ha tabi olursam çok mutlu olurum o ayrı ama olmazsam da zaten planlarımızda yoktu diye geçiştiricem-Eve giderken bi tane gebelik testi kapıyorum,gider gitmez yapıyorum 5 dakika bekliyorum ve sonuç tek çizgi! Test dooğru çöpe! Moralim anında bozuluyor başlıyorum ağlamaya, ama bi taraftan uykusuzluktan ölüyorum. Ağlarken uyuyakalmışım bi uyanıyorum ki 2 saat geçmiş. Tabi burda ağlamamın sebebi kafama koyduğum şeyin gerçekleşmediği zaman kafayı yiyen bir boğa olmamdan kaynaklanıyor! Boğalar bilir, bir boğa aklına bir şey yerleştirdiyse o mutlaka olacaktır. Ben de o ay nedense hamile olduğuma inanmıştım birden bire. Çocuk planımız yoktu, en azından, sonraya ertelemiştik. Ama o ay buna o kadar çok hazırdım ki...Ben çocuk istiyordum,buna hazırdım ve neden testte pozitif diildi! hele dün de o kadar uykum vardi ki kesin hamile olmam gerekiyordu!
Kalkıyorum,toparlanıyorum bir de kendimi bi güzel paylıyorum: "daha gecikme yaşamadan, adetine 5 gün kala ne testi,ne üzülmesi,yuh sana!" diye. Kalkıyorum kitabımı okuyorum, televizyon izliyorum, gece 11,5 gibi yatmaya hazırlanırken Amerikadaki kuzum Skypedan arıyor. Başlıyoruz konuşmaya, o da benle dalga geçebilsin diye başlıyorum anlatmaya "bendeki salaklığı duysan ölürsün gülmekten..."
Kuzuş bağırmaya başlıyor ama şöyle:"çabuk o testi çöpten al ve bak!" "ya saçmalama, 5 saat geçmiş, içi geçmiştir artık onun" derken gidip alıyorum testi.
İnanılması güç bir şekilde bir saç teli kadar ince pembe bi çizgi belirivermiş! Tabi ben bunu pozitife yorumlamayıp "o zaten vardı" diyorum ama kuzuş ısrarla hamile damgasını yapıştırıp "yarın ilk iş tekrar test yapmak" diyor! Ha tabi bi de ilk idrarımla yapmam gerekiyormuş!
Sabah testi tekrarlıyorum ve bu sefer ikinci çizgi kendinden o kadar emin ortaya çıkıyor ki! Nasıl hissedicem, ne anladım, kimleri aramam gerekiyor...suratıma şapşal bi gülümseme yerleşti.Karar veriyorum ve ilk babasına söylemem gerek diyorum hedefine ulaşmış bir boğa olarak!
Bu sırada ben internetten erken gebelik belirtileri nelerdir diye bakıyorum ama kaydadeğer bir sonuca rastlamıyorum. Herkes idrar testini gecikmeden sonra yapmış, 1 kişi de demiyor ki önceden de çıkabilir. Bense ablamın yaptığını ve onda çıktığını bildiğim için yapıyorum. İdrar testleri  doğruluk oranı çok yüksek olan bir test olmasa da ve mutlaka gecikmeden sonra yapılması gerekiyor dense de ben gecikmeden 3 gün önce yaptım ve çift çizgiyi gördüm:)
O andan itibaren ne hissettiğimi bilmiyorum,bebeğin hangi evrede olduğunu, kalbinin olup olmadığını, nerde nasıl olduğu gibi bir sürü soru geliyor aklıma. Hemen panikliyorum, "aman Allah'ım öğrenmem gereken ne kadar çok şey var!"
İlerleyen günlerde doktora gidiyorum ve 5 haftalık olduğu zaman gelmemi ve o zaman gebelik kesesini görebileceğimizi söylüyor.
Hemen folik asite başlatıyor tabi, başka vitamin falan vermiyor. Klasik balık ye, süt iç, yoğurt ye, sağlıklı beslen, tam buğday ekmeği ye, katkı maddeli içecek içme, alkol sigaradan uzak dur,ve asıl en çok şaşırdığım çiğ ete dokunma ve çiğ köfte yeme uyarıları geliyor!
Çiğ etin içinde hızla üreyen bir bakteri gebelikte çok büyük risk taşıdığından çiğ köfte ve az pişmiş et yemek yokmuş. Çiğ ete dokunulduğu anlarda da elleri çok iyi yıkamak gerekiyormuş.
Ha tabi en önemlisi bu zamanlarda mide bulantısı baş ağrısı falan olmazmış.
5. hafta olsun diye çıkıyoruz doktorun yanından. Ortada net bişe olmadığı için nasıl hissedeceğimi gerçekten bilmiyorum.Hayatım arafa çekilmişcesine boşlukta hissediyorum.