26 Aralık 2013 Perşembe

Ay Bana Bi Haller Oluyor?

Herkese Merhaba,

Bu aralar kafayı organizasyon işleriyle bozmuşken, zaten -kıt- olan vaktimi iyice dinlenilemez hale soktuğum için öncelikle sizlerin huzurunda kendimi tebrik ediyorum.

Üstelik bu aralar Irmak emeklemekten sıkılıp sürekli ayağa kalkma girişiminde bulunduğundan, artık hanımefendi totosunun üzerinde bir saniye durmuyor, dolayısıyla benim totomda bir saniye koltuk yüzü görmüyor.



İşten eve gittiğimde Irmakla oynamam gerek temalı vicdan azabıyla bi taraftan yemek yaparken , diğer taraftan mama sandalyesinde Irmak sıkılmasın diye mutfaktaki tüm tahta kaşık , tabak, çanak ne varsa Irmağın önüne yığıyorum.
Sıkılmaya mı başladı, hemen havucu yapıştırıyorum. Mızırdanmaya mı başladı hoop ekmek atıyorum önüne. ( O da civciv gibi yemez mi öldürüyo beni!)

Bin bir şebeklikle yemeği yapıp salona geçiyoruz, "hah şimdi biraz oturur, uzaktan Irmağı severim" diyorum ama tabi ki de kızım bu mesafeli sevişmeye izin vermiyor. Koltuğa gelecek, ayağa kalkacak tutunup orda oynayacak, sıkılıp yere inecek, tv ünitesine gidip oralara tırmanacak.
Bir aralar ne güzel oturup o oyuncaklarıyla oynarken ben de igde takılırdım, şimdi nerdeeee..

7'de babası gelir ve ne tesadüftür ki babasını inanılmaz derecede özlemiş olur(!) hooop babaya. Hemen benim kollarımdan ona atılır, hep babam benle oynasın ister(!)
Yemek, mutfak, bulaşık, Irmağın yemeği, yoğurdu, yıkanması, oynaması derken bunların hepsi 6-8 arası yapılır, uykuya gidilir.
Bu aralar o kadar zor uyuyor ki yatağına koyduğum gibi çırpınmaya başlıyor, memede zaten uyumuyor, kucakta da olmuyor, dün gece en temizi ben onun yatağına yattım öyle uyuduk. İnşallah geçici bir dönemdir.
Irmak uyuduktan sonra kendime hemen  çay yapıyorum, onu içerken yok scrapbookmuş yok washi tape miş yok parti temalarıymış onlarla uğraşıyorum.
Yani aslında ayağımı uzatıp bütün gün öyle dinleneyim ruhu bende mevcut değil, o yüzden Irmak beni çok yoruyo diye yakınmıyorum bilakis koşturmacayı çok seviyorum :)





Bi de bu aralar ben de inanılmaz bir müneccimlik başladı. Dün akşam Irmağın çamaşırlarını yıkayacakken baktım çok az , vazgeçtim . Sonra dedim ki "yeni aldığım elbise renk verebilir ben en iyisi onu ayrı yıkayım, ama ya yarın temizliğe gelen yardımcımız yıkar da hepsine bulaşırsa? yok canım söylerim yarın yıkamaz." Sabah evden çıkarken yardımcıma " Tubacım bulaşık ve kurutma makinesindekiler temiz,onları kaldırıver" dedikten sonra öğlen eve gittiğimde Irmağın çamaşırlarının yıkandığını görünce başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Bir de baktım ki 5-6 badisine renk bulaşmış, yeni aldığım elbisesinin de az da olsa rengi solmuş:(

Yine öğlen eve gittiğimde apartmanın önünde araba için hiç yer yokken komşumun arabasının önüne çektim . Dedim ki "zaten 1 saate çıkıcam ya kesin yarım saat sonra bunun çıkası tutar" . Eve çıktım Irmakla oynaşırken aşağıdan zile basıldı ve kim o dememle beraber "sedacım, arabayı çeker misin?" sorusunun gelmesi bir oldu.

Böyle durumlarda piyango bileti mi almak lazımdı? yoksa kalbim ne kadar temiz diye diye ortalarda gezinmek mi ? Bu ermişlikle ben çok yaşamam a dostlar.


sevgiler sevgiler
seda




Hiç yorum yok: